İngiltere'ye bir de böyle bakın!

Video yükleniyor...

İngilizlerin üç büyük icadı vardır; sütlü çay, brownie ve futbol.

İngiltere ilk milli maçını 1872’de İskoçya’ya karşı oynadı. İlk 7 maçının tamamı İskoçya’yla oynadılar ve 7-2’lik hezimet sonrası artık Galler milli takımı ile oynamaya karar verdiler.

Uzun yıllar yalnızca ada takımlarıyla oynadıktan sonra 1906’da FIFA’ya katıldılar ve ada dışındaki ilk milli maçta Avusturya’yı 6-1 yendiler.

Birinci Dünya savaşı ve İskoçya ile oynanan birkaç maçtan sonra 1920’de Wembley’de ilk maçlarına çıktılar. Elbette İskoçya'ya karşı!

Topunu alıp mahalle maçını bırakmaya karar veren İngilizler, FİFA’dan ayrılınca ilk 3 dünya kupasını kaçırdılar.
Bir dünya savaşından daha sonra, mahallede top oynamaya devam etmek için FIFA’ya geri döndüler.
1950’de ilk kez Dünya Kupasına katıldılar.

Amerika Birleşik Devletleri’ne yenildiler, kimse gözlerine inanamadı.

1960’a kadar İngilizler Dünya Kupasına katılmak istemediler. İlk Avrupa Şampiyonası’na gitmediler. Yazık oldu çünkü Batı Almanya ve İtalya da turnuvaya katılmamıştı, aslında kazanabilirlerdi.

İlk turnuvada ise elemelerde Fransa’ya tosladılar.

1966 bir sonraki dünya kupasıydı. İngiltere finallere kalmıştı. Batı Almanya ile karşılaştılar, şaşırtıcı bir şekilde yendiler. Bu maç uzatmalarda gelen ve çizgiyi geçip geçmediği yıllar boyunca tartışılan golle hatırlanacaktı.
Teknik direktör Alf Ramsey kahraman oldu.

1970 Dünya kupasında Batı Almanya’ya 3-2 yenilmelerinin ardından 1982’ye kadar dünya kupalarına gitmeyi başaramadılar.
Alf Ramsey gönderildi, İngiltere’nin başına Don Revie geldi ancak o da 1977’de Arap yarımadasının sıcak iklimine doğru yola çıktı.

1980’lerde İngiltere birkaç turnuvada boy gösterme şansını bulabilse de pek de iyi oynayamadı. 1986 Dünya Kupası’nda Arjantin’e karşı çeyrek final ise yine unutulmaz olacaktı.

Ve 1990’lar… Futbol evine dönüyordu… Almanya’ya!

Bobby Robson’ın yönetiminde 1990 dünya kupasında yine Batı Almanya’ya kaybettiler, 3.’lükle yetinmek zorunda kaldılar. Yerine gelen Graham Taylor, Dünya kupası elemeleri geçemeyince yollar ayrıldı. Sıra Terry Venables’teydi.  1996 Avrupa şampiyonasında, geleneği devam ettirip Almanya’ya yenildi. Parada anlaşamayınca, görevi bıraktı. Glenn Hoddle, 1998 Dünya Kupası’ndaki Arjantin yenilgisini “Karma” ile açıkladığı ilginç basın toplantısından sonra görevine son verildi. Kevin Keegan iyi başlamıştı ancak istifa etti; Almanya’ya yenilmişti.

Almanya’ya yenilme sorununu çözemeyen İngilizler, yabancı teknik direktör getirdi; Swen Goran Eriksson! Birkaç turnuvada berbat oynayan takım, daha çok saha dışında konuşuldu. İngiliz hocalara döndüler. Steve Mcclaren ile anlaştılar. Ancak Euro 2008 elemelerinde aranan İngiltere’ye ulaşılamadı.

Yabancı hocaya dönüldü. Fabio Capello, İngiltere’yi 2010 Dünya Kupası’na götürürken, bir geleneğin yalnızca İngilizlere ait olmadığını da gösterdi; Almanya’ya yenildi.

İngiltere 2012’de Roy Hodgson’ın yönetiminde Almanya’ya yenilmedi; belki de karşılaşmadıkları içindir… 2014 Dünya Kupası’nda, İngilizler Almanlara yenilmemeyi başarabilir mi? Merakla bekleyeceğiz.