Finalde kaybetmekten sıkılanların ülkesi!

Video yükleniyor...

Hollanda… Almanların değil, kendilerinin rakibi..

1930’daki Dünya Kupasına gidemeyen Hollanda, sonraki 30 yıl boyunca berbat futbol oynadı. Çok sayıda Dünya Kupası ve Avrupa şampiyonasını kaçırdılar, gidebildiklerinde de genelde yenildiler.

1974’te ise bir mucize gerçekleşti, teknik direktör Rinus Michels ve Johan Cruyff gökten zembille inip yepyeni bir Hollanda yarattılar. O turnuvada finale dahi çıktılar ve Batı Almanya’ya karşı gol bile buldular. Ama yenilmekten kurtulamadılar.
1978’de Hollanda bir kez daha finaldeydi, rakip Arjantin’di, sonuç aynıydı, finalde yenildiler.

Sonraki birkaç turnuvayı uzaktan izleyen Hollanda’nın kurtarıcısı Rinus Michels, Euro 88’de önce Almanları, sonra Rusları yendi ve Portakallara ilk kupasını kazandırdı.

Artık bir kupaları vardı ancak sonraki yılların kupalarına uzaktan bakacaklardı.

1990’daki Almanya yenilgisinde Frank Rijkaard’ın tasvip edemeyeceğimiz hareketi, Hollanda’nın kupa adına tek aksiyonu oldu.
Euro 92’de komşuları Almanya’yı yendiler, büyük zaferdi. Ama Almanya’nın başka bir komşusuna yenildiler; Danimarka! Ev alma komşu al diye boşuna dememişler.

1994 Amerika’ya giderken Johan Cruyff teknik direktörlüğü, yıldız oyuncusu Gullit ise milli formayı red etti.
96 Avrupa şampiyonası ise skandala dönüşecekti. Oynadıkları oyun bir yana, siyahi oyuncularla beyaz futbolcuların ayrı masalarda oturması, Hollanda’nın tek probleminin hücum defans hatları olmadığının kanıtıydı.

98 Fransa’da Brezilya’nın önünde duramadılar, yarı finalde yıkıldılar.

Sonraki iki Avrupa Şampiyonasında yine ancak çeyrek final görebildiler.

Hollanda’nın turnuvalardaki sonu hep aynı oluyordu.  Kupayı uzaktan izlemek...

2010’da finale çıkmayı başardılar. Rakip İspanya’yı zorladılar, ama kaybettiler; yine!

Finalde kaybetmekten sıkılanların ülkesi Hollanda’da, Rinus Michels’in koltuğunda oturan Van Gaal ile makus talihine son vermek için elinden geleni yapacak...