"Serdar Aziz yeni Bülent Korkmaz olur"

"Serdar Aziz yeni Bülent Korkmaz olur"
Bursaspor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray’a sattıkları milli stoperle ilgili net konuştu...

Bursaspor bir daha şampiyonluk yaşayabilir mi? Tecrübeli hoca, Yeşil-Beyazlı kulübün geleceği ile ilgili çok gerçekçi açıklamalar yaparken camianın büyüklüğüne dikkat çekti ve şu yanıtı verdi:

“Bursa’da futbol çok seviliyor, şehirde Bursaspor’un çok ayrı bir yeri var. Bursa’daki insanlar Bursasporlu’dur. Bu çok değerli bir şey. Bu yüzden yeniden şampiyonluk düşünmek hayal değil böyle potansiyel olan bir şehirde.”

Başarılı hoca sadece hedeflerle ilgili konuşmadı, A’dan Z’ye her konuya değindi. İşte Hamzaoğlu’nun sözleri:

‘Serdar’ı ben de istemiştim’

“Serdar Aziz’in transferi olmasaydı Bilal’i de, Furkan’ı da alamazdık. 3 oyuncuyu da ben tercih ettim. Bıraksalar talip olurduk tabii... Serdar iyi bir stoper. İkinci Bülent Korkmaz olur diyebiliriz. Oynarken yüreğini ortaya koyan bir oyuncu. Galatasaray seviyesini rahatlılıkla kaldırabilecek kapasiteye sahip. İleriye dönük Şampiyonlar Ligi seviyesi için de sıkıntı yaşamaz. İyi bir Serdar hiçbir zaman sıkıntı yaratmaz. Bir sene daha Bursa’da kalsaydı hem Serdar zarar görürdü hem de kulübe zarar verirdi. Serdar, Galatasaray ve bizim için en hayırlısı oldu bu transfer. Sivok, Ertuğrul, İsmail var elimizde. Galatasaray’dayken de istemiştim. Devre arasındaydı ve rakamı fazlaydı.”

‘Yük bırakıp gitmem’
“Geçtiğimiz sezon çok iyi oyuncular alınmıştı, ancak takım olma konusunda sıkıntılar vardı. 15 haftada 15 puan almış bir ekip vardı. Geldikten sonra toparladık, ayağa kalktık. Ama Amedspor maçı bizim dengemizi bozdu. Çünkü kupada hedefimiz vardı. Birkaç tane de kötü sonuç alınca hedefimizin uzağında kaldık. Sonlara doğru kovalamış olsak da makas kapanmadı. Kulübümüzün mali durumlarını gözardı edemezdik. O dönemden bu yana scout ekibi oluşturduk, oyuncuları izledik. Belli bir borç var, o borçtan kurtulmalıyız. Keşke borçsuz bir takıma gelseydik ve istediğimiz gibi transfer yapsaydık ama bundan bir şikayetimiz yok.”

‘Kupada da varız’

“Benim de elim rahat olsun, kulübü zarara sokmadan istediğim adamı alayım isterim. Ama borcumuz var, bir yük de ben bırakıp gidemem. Bu benim tarzım değil. Öncelikle bu yükten kurtulup hedef koymak daha mantıklı olur. Bu sıkıntılar olmasa Necid’in, Dzsudzsak’ın kalmasını isterdim. Ancak bu oyunculara verilenden fazlası gidiyor. Bursaspor ölçeklerinin üzerinde rakamlar. Bursaspor her şeyi düşünürken bir çıta da koymak zorunda. Biz de bu seneyi ilk 5’in içinde bitirirsek hedefimize ulaşmış oluruz. Bunun birkaç sıra altında da kalsak mali durumu düzeltmişsek, oyunu geliştirmişsek, bu istikrarı korumak isteriz. İlk 5’in içinde olmak ve kupada gidebildiğimiz yere kadar gitmek şu anda tek amacımız.”

‘Pinpon gibi oynuyoruz!’
“Biz ülke olarak malesef başarıları da başarısızlıkları da çok büyütüyoruz. Ortamız yok. Bunun bir spor olduğunu çoktan unutmuşuz. Sanki bir savaştayız. Bu, spor, yıllardır söylüyorum; keyif alınan bir spor bu. İzleyen, oynayan, yöneten herkes keyif alıyor. Ülkemizde tam tersi. Taraftarın keyfi bozuk, hoca giyotin başında kenarda bekliyor. Kazanan da kaybeden de mutlu değil bu ülkede. Ben milli takım oyuncularına da kızamıyorum. Pinpon topu gibi oynuyoruz. Çocuk röportaj yapacak ne konuşacağını bile bilmiyor. Biz spora bakışımızı kökten değiştirmeliyiz. Atletizme değer kaldı Devşirmelerle başarı elde ediyoruz. Yetiştirmek nerede! Gazeteler, televizyonlar hep transfer konuşuyor. Yani transfer mi çözüyor işi. Bir takımda 25 oyuncu var, biri aksıyor hemen transfer. Ya bir kez de yetiştirelim. Ama yok, gazete satalım, reyting alalım diyor, herkes kendini düşünüyor. Kimsenin futbolu ve geleceğini düşündüğü yok.

‘Milliler hazır değildi’
“A Milli Takım, EURO 2016 şansını kaybetmiş gibiydi ve sanki hedef sadece oraya gitmek gibi olmuştu artık. Ve son anda mucizevi bir şekilde ona ulaşınca hedefler bitmiş gibi oldu. Ondan sonraki süreçte çok doğru hazırlanamadık. Çok zor bir durumdan çıkıp yeni bir hedef koymak kolay değil. Avrupa Şampiyonası’na mental olarak bu yüzden iyi hazırlanamadık.”

‘3’lü savunma eziyet oluyor’
“EURO 2016’da 3’lü defans akımı başladı. Bence orta saha kalabalık tamam ama çok kısır bir sistem oluyor. Pozisyon vermeyen ve almayan bir sistem. Ben futbolu böyle sevmiyorum. Futbol pozisyonlu olmalı. Oynayanlar da izleyenler de keyif almalı. Önemli olan yediğinizden bir fazlasını atabilmek”

‘Emre’yi verebiliriz’

“Emre Taşdemir talihsiz bir sakatlık yaşadı. Şu an iyi durumda. İki haftaya kadar bizle birlikte olacak. Sürekli konuşuyoruz. Burada kaldığında da çok faydalı olabilecek kafaya sahip. Aklında transfer yok hiç. Şu anlık kurcalamamış gibi. Emre bizim için çok önemli bir güç. Bu sezon patlama yapabilir. Çok iyi bir teklif geldiğinde hem Emre’nin önünü açmak hem de kulübün maddi yapısını rahatlatmak için transferine onay verebiliriz. Onu kaybetmek istemem. Ama bir oyuncu belli seviyeye geldiğinde, teklifler fazlaysa ve kulübe kazandırıp gitme şansını yakalamışsa bence artık gitmeli. Emre’ye şans verildi. Şans verilmese Emreler nasıl çıkacak.”

‘En çok koşan Bilal Kısa’
“Batalla ve Bilal için defansif yönleri zayıf, yaşları yüksek diye düşünülebilir. Futbolda artık iyi çalıştığınızda 35-36 yaşına kadar çok rahat gidebiliyorsunuz. Kaldı ki Bilal, Galatasaray’da bizim zamanımızda her maçta en çok koşan oyuncumuzdu. Batalla’nın bir maçta 13 km koştuğu oldu. Koştukları gibi katkıları da yüksek. Bunu biz artı yönde kullanabilirsek Bursaspor çok daha farklı bir kimliğe bürünebilir. Gerçekten lige keyif veren bir takım olabiliriz.”

‘Sercan aynı Sabri gibi’
“Ben her takımımda kulübün geçmişine değer veririm. Galatasaray’da Sabri’ye, Umut’a sahip çıkmamız buna bir örnek. Bursa’da da Sercan aynı şekilde. Bu kulüpten yetişmiş, ruhu bilen, her şeyini bilen emek vermiş oyuncular bunlar. Amatör ruh her zaman lazım. Amatör ruh olmadıktan sonra profesyonelliğin hiçbir anlamı yok. Sercan ve Serdar bu kulübün değerleri. Sahiplenirsek o zaman geriden gelen gençlerimiz de kendilerini güvende hisseder. Biz bir aileyiz. Büyükler olduğu gibi yeni doğan bebekler de olacak. Onlar da bilecekler ki büyüdüklerinde onların yerine geçecekler.”