Kanada'dan İngiltere'ye film olacak bir hikaye...

Video yükleniyor...

Amerika Birleşik Devletleri’nde, son yıllarda ardı arkasında transfer edilen Avrupalı yıldızlar ile ülkede futbola ilgi çekme çabaları sonunda karşılık buluyor mu?

Chelsea ile yıldızlaşan Frank Lampard ve İtalyanların karizmatik 10 numarası Andrea Pirlo’nun New York City’ye transferi ile Liverpool efsanesi Steven Gerrard’ın Los Angeles Galaxy’e gidişi, ülkede ciddi bir futbol kıpırdanması ile karşılandı. New York Red Bulls ile New York City’nin karşı karşıya geldiği derbi maçta tribünler doldu, hatta Amerikalılar pankart işine bile el attılar, oldukça renkli görüntüler ortaya çıktı.

Futbolun cazibesi Amerika’dan Kanada’ya da sıçradı. Didier Drogba’nın Montreal Impact’e transferi, Amerikan Major Ligine apayrı bir heyecan kattı. 

Kuzey Amerika kıtasında futbola olan bakış değişiyor, uzak kıta oyunun keyfini ve eğlencesini keşfetmeye başlıyor…

Bir Kanadalı ise futbol tutkusunu oyunun anavatanında, İngiltere’de buldu. Kanadalı Aston Villa taraftarı, Mike Cappuccitti’nin takım seçme hikayesi ise oldukça ilginç…

Mike artık Aston Villa taraftarı ancak takımını Villa Park’ta, statta çok az izleme şansına sahip olacak. Bunun eksikliğini hisseden Mike’ın aklına bir fikir gelmiş; 4 tane kombine bilet almış ve 4 Aston Villa taraftarına bu kombineleri hediye etti, kendisinin yerine Aston Villa’yı yalnız bırakmasınlar diye…

İyi bir taraftar olmak için futbolun ve tribün kültürünün içinde doğup büyümek gerekmiyor, bu insanın içinden gelen bir duygu paylaşımı… 
 
Mike Cappuccitti’nin hikayesi, Amerika’da bir anda ortaya çıkan sımsıcacık futbol görüntülerinin, tribünlerdeki pankartların ve formalardaki isimlerin nedenini anlamak için bir kılavuz…
 
Futbolla tanışınca, oyunu sevince, bir takıma gönül verince, ruhunuzda ortaya çıkan bir sarmaşık adeta…