Hiçbir başarı tesadüf değildir

Video yükleniyor...

İki dünya devi… Bir yanda Juventus, diğer yanda Barcelona… Bunun adı, Şampiyonlar Ligi finali, kupaların kupası için müzik kulaklarımızdan kalbimize dokunurken sahnenin tam ortasında bir adam, yanında can yoldaşı arkadaşları ile devlerin arasında devleşecek. O adam, Cüneyt Çakır olacak.

Onunki bir kendini adama hikayesi… İlmik ilmik dokunmuş bir başarı yolu… Cüneyt Çakır o sahaya elinde final maçının topu ile yürürken, aklından kim bilir neler geçecek… Uzun bir yolu nasıl emekle yürüdüğü günler aklından bir film şeridi gibi izlerse, Cüneyt Çakır’ın gözlerinde neler canlanacak?

Hakemliğe başladığı ilk yıllarda Cüneyt Çakır’ın İngilizce bilgisi hemen hemen sıfırdı. Hakem derneğinin açtığı dil kurslarının yanı sıra kendisini geliştirmek için yılmadı çalıştı, çok iyi derecede İngilizce bilgisi ile kendisini donattı. Bu sayede, sadece yabancı oyuncularla değil yabancı hakemlerle de yakın ilişkiler kurdu, yurtdışında hakemliğini de geliştirme fırsatı yakaladı, Dünyanın ve Avrupa’nın en büyük organizasyonlarına adını yazdırmayı başardı.

Başarının yolu çok çalışmaktan geçer…

Kendisini hakemliğe adadı… Yalnızca kuralları bilmek yetmiyordu Cüneyt Çakır’a göre, bir hakem maçını yönettiği takımların oyuncularını, taktiklerini de bilmeli, meslektaşlarının yaklaşımıyla kendisini geliştirmeliydi. Boş zaman diye bir kavramı hayatından çıkarttı, maç yönetmediği zamanlarda Avrupa'nın 5 büyük ligindeki maçları sıkı sıkıya takip etmeye başladı. Bu öyle büyük bir birikim haline geldi ki, Euro 2012'ye giderken bütün ülkelerin hazırlık ve resmi maçlarını kaydettiği kasetlerle gitti. Pierre Luigi Collinna bu kaset arşivini görünce çok etkilenmiş, bu kasetleri bütün hakemler için çoğaltılıp dağıtılmasını sağlamıştı.

Başarının yolu, emek vermekten geçer…

Maçlar dışında hiçbir spor programı izlemez, herkese eşit mesafede kalabilmek için yorumlardan etkilenmemek adına böyle bir karar vermiştir. En yakın çalışma arkadaşlarıyla ise durum biraz daha farklıdır. Bahattin Duran ve Tarık Ongun ile birlikte her maç dönüşünde "lütfen birkaç gün olsun birbirimizi aramayalım" deyip sözleşip ayrılırla ancak fakat bu sözlerini 24 saat dolmadan bozuyor, yine bir araya geliyorlar. Dünya Kupası'nın olduğu 2014’te bu 3’lü 365 günün 173 gününde beraberdi.

Başarının yolu destek veren dostlardan geçer…

Avrupa'da bir döneme damgasını vurmuş Collina, Urs Meier, Kim Milton Nielsen gibi üst düzey hakemlerin dönemi kapandığı bir döneme denk geldi Cüneyt Çakır’ın kariyeri… Bu onun için büyük bir fırsattı. Bunda kendi yetenekleri ve disiplini kadar Ulenberg'in Türkiye'de çalışıyor olması da ciddi bir katalizör oldu. Çalışmaları ve emeklerinin yanı sıra kendisini kanıtlama fırsatlarını da en iyi şekilde değerlendirdi.

Başarının yolu fırsatları görüp değerlendirebilmekten geçer…

Babası Serdar Çakır her zaman en büyük destekçisi ve eğitimcisi oldu. Ülkemizin en iyi hakem eğitmenlerinden birinin oğlu olmak şanstı, Cüneyt Çakır üst düzey bir hakem olabilmek için çok çalıştı ama kiminle çalıştığı da önemliydi. Başarı tesadüf değildir…