Bir başka Sevilla!

Bir başka Sevilla!
Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ndeki rakibi Sevilla son yıllarda yıldızı parlayan bir takım. Mütevazı kadrolarıyla, bütçeleriyle büyük hedeflere ulaşan Sevilla bir anda birçok kulübün örnek aldığı bir takım haline geldi. Avrupa'nın tanınmış futbolcularından bir iki tanesini kadrosuna katan Sevilla'nın bu başarısı birçok futbolcusunu Avrupa piyasasının gündemine taşıdı. Birçok Sevillalı futbolcu aylarca Avrupa'nın manşetinden inmedi. Ama onları bu başarılara götüren takım ruhuydu.
İşte iki kez UEFA Kupası'nı kazanan Sevilla, temsilcimiz Fenerbahçe ile karşılaşacak. Sevillalı futbolcuları daha yakından incelediğimizde ilginç özellikler karşımıza çıkıyor. Sevilla denince akla ilk olarak Malili forvet Frederic Kanoute geliyor. Fransa vatandaşı olmasına karşın milli takım hakkını Mali'den yana kullanan Kanoute Sevilla'nın aldığı bir reklama karşı çıkarak sahaya çıkmama tehdidinde bulundu. Sevilla 888.com adlı bahis sitesinin göğüs reklamını almıştı. Fakat takımda buna karşı çıkan tek isim Kanoute oldu. Kumar oynamanın ve oynatmanın İslamiyet'te yasak olduğunu söyleyen Malili futbolcu bu reklamın kaldırılmasını aksi takdirde sahaya çıkmayacağını söyledi. 888.com ile yüksek bir gelirle anlaşma imzalayan Sevillalı yöneticiler ise Kanoute'nin göğüs reklamına siyah bant çekme yoluna gittiler. 888.com yetkilileri ise Kanoute'nin o reklamla çıkması halinde İslami kuruluşlara yardım yapacağını bildirdi ve Malili futbolcuyu ikna etti. 20 yaşında İslamiyeti seçen yıldız futbolcu Hazret-i Muhammed'i örnek aldığını söylerken sportif anlamda ise Muhammed Ali'yi örnek aldığını söylüyor. Bunun yanı sıra Kanoute Sevilla'da bulunan bir caminin kapatılma emrini duyduğunda bu camiinin kapatılmaması için 510.000 Euro bağış yaparak camiiyi kapatılmaktan kurtarmıştır
 
PANİK ATAK HASTASI JESUS NAVAS!
Muhteşem asistleri, hızı ve gencecik yaşıyla şimdiden İspanyolların efsanelerinden biri olmaya aday Jesus Navas. Genç yaşına karşın iki UEFA Kupası sahibi. Stili Jose Antonio Reyes'i andırıyor. O da bunu kabul ediyor. Fakat ondan tek farkı kısa, sıska ve mavi gözlere sahip olması. Peki Navas bu kadar iyi bir yetenek olmasına karşın neden daha önceden istenilen üne kavuşamadı? Burada ise karşımıza naklen yayın gelirleri meselesi çıkıyor. Neredeyse her ülkede başlı başına bir konu olan bu mesele Sevilla'yı da etkiledi. Sevilla Başkanı daha yüksek ücret alana kadar içeriye kamera bile sokturmayacağı konusunda ciddi açıklamalar yaptı. Nitekim belli bir süre kameralar içeri giremedi, Navas gibi genç yetenekler sadece gazete sütunlarında büyüdü.

Jesus Navas büyürken panik atak rahatsızlığı onu hiç yalnız bırakmadı. İspanya milli takımına girmesine engel oldu. Seyahat edemedi. Aragones onu 21 yaş altı milli takıma çağırmıştı fakat kamptan bu panik atak nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Sevilla Aragones'ten milli takıma çağırmaması için bir ricada bulundu. Sevilla yönetimi asla Jesus Navas'ı bu hastalığıyla yalnız bırakmadı. Devamlı doktorlar gözetiminde tedavisini sürdüren Navas uzun yolculuklara takımla beraber çıkamıyor, sadece maç zamanı takıma katılabiliyor. Fakat Navas bu konuda büyük bir özveriyle önemli adımlar attı ve bu hastalığı yenmede büyük bir yol katetti.

TEK GOL ATAN KALECİ
Valencia'da yıllarca Santiago Canizares'in arkasında yedek bekleyen Andres Palop Sevilla'ya transfer olduktan sonra kendini ispatlamayı başardı. Palop Sevilla forması altında başarılı maçlar çıkardı. Fakat onu tarihe geçmesine sağlayacak olan olay Ukrayna'da gerçekleşti. 15 Mart 2007 tarihinde UEFA Kupası son 16 turunda Ukrayna takımı Shakhtar Donetsk ile karşılaşan Sevilla'ya bir kaleci hayat verdi. Palop'un son dakikada bir korner atışında kaleden gelerek attığı golle Sevilla, deplasmanda Shakhtar' karşısında beraberliği yakalayıp maçı uzattı ardından da 3-2'lik galibiyetle ve bir üst tura çıktı. Palop bu golle günlerce gündemde kaldı. Final maçında 75 metrelik eliyle attığı pas ve kurtardığı penaltılar da onun Sevilla tarihine altın harflerle yazılmasına neden oldu.

AZİZ YILDIRIM KEŞFETMİŞ!
Sevilla'nın en önemli gol ayaklarından biri Luis Fabiano. Tekniği ve gol yollarındaki etkili duruşuyla Fabiano Fenerbahçe'nin en çok dikkat etmesi gereken isimlerden biri. Fakat Fabiano Fenerbahçeli yöneticilere pek yabancı değil. Fenerbahçe'nin Sevilla ile eşleşmesinin ardından Mahmut Uslu Fabiano hakkında açıklamalar yaptı ve başkan Aziz Yıldırım'ın Fabiano'yu henüz 18 yaşında keşfettiğini fakat kulübü Sao Paulo'nun Kaka'yı satmasının ardından taraftarın baskısından korktuğu için Fenerbahçe'ye vermeye yanaşmadığını ifade etti. Luis Fabiano bir dönem Beşiktaş ile de anılmıştı.

Luis Fabiano denince akla ilk olarak Real Zaragoza maçında attığı yumruklar geliyor. Sevilla'nın Real Zaragoza ile oynadığı karşılaşmada Suzao ile kavga eden Fabiano'ya İspanya Futbol Federasyonu 5 maç ceza vermişti.
 
BİR YUMRUKÇU DAHA: C.POULSEN
Tam bir markaj olması birçok kez polemiklerin ortasına düşmesine neden oldu. Euro 2004'te Totti'den tükürük yedi, Totti Poulsen'in kendisini provoke ettiği görüşündeydi. Kaka'ya bir Milan maçında adım attırmaması Carlo Ancelotti tarafından 'korkaklık' olarak nitelendirildi. Yine kendi tipinde bir oyuncu olan Gennaro Gattuso ile didişti durdu.
 
Takımda yumruklarıyla ünlü oyuncu sadece Fabiano değil. Christian Poulsen de bundan nasibini almış biri. EURO 2008 elemelerinde ülkesi Danimarka'nın İsveç ile oynadığı maçta Marcus Rosenberg'e yumruk atarak oyun dışı kalan Poulsen hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Poulsen'in bu yumruğundan sonra bir Danimarkalı taraftar sahaya inmiş ve hakeme saldırmıştı. Maç tatil edilmiş ve bu olay Danimarka Futbol Tarihi'ne bir skandal olarak geçmişti.
 
Ahmet SİVASLI